Yine canımız, arkadaşımız NAZIM, yep yeni ve çok özel bir dosyayla karşımızda... Bu defa "uzmanı olduğum" dediği platonik aşk'ı irdeliyor. Keyifli okumalar.. Teşekkürler canım arkadaşım. ;)
Platonizm
Başlığı bu şekilde yapınca ne
kadar bilimsel makale havası kattı değil mi yazıya. O zaman yazımıza bilim
dünyasından örneklerle devam edelim. Bu konu hakkında
konuşabilecek,anlatılabilecek o kadar çok şey var ki hangi birinden başlasam
diye düşünüyorum şu anda.Konunun en büyük avantajlarından biri de
‘’istisnasız’’ her insanın en az bir en çok 10-12 defa başına gelmiş olan bir
olaydır. Adeta hayatın bir parçası, bir hava, bir su gibi duygularından
ayrılmaz bir parçası olmuştur bu durum. İlk olarak aslında bilmeyenlerin de aşırı
duygusal yada çok fazla cool insanlar için platonik aşkın bilimsel açıdan halk
tarafından kabul görmüş anlamını yaparak başlayabilirim; Platonik aşk: Karşı
cinsten hayatınızda bulunan bir insanın arkadaşınız, çok yakınınız olma sonucu takribi
1-6 ay içerisinde ona karşı kendinize söz geçiremediğiniz hislerin oluşması
sonucu,’’söylersem her şey mahvolur.Ama ya o bana karşı bir şey
hissetmiyorsa,en iyisi söylemiyim ben susayım.Ama duygularımdan da vazgeçemeyip
kendi kendimi günden güne mahvedeyim.Fakat o hep yanımda olsun.’’ durumudur tam
haliyle açıklamak gerekirse.Tanımımızı yaptığımıza göre şimdi bu tanımı daha
detaylarına parçalayarak ele alabiliriz.
Şimdi şöyle bir durum var. Tanıma
baktığımız zaman hepimizin başına gelmiş olaydır bu iğrenç durum.Hepimizin
hayatlarında dönem dönem insanlar girip çıkıyor.Kimisiyle çok iyi anlaşırken
kimisiyle arkadaşlığımızın ilk döneminde ayrılmak zorunda kalıyoruz.Platonik
aşk gerçekten çok acımasız çok sinsi bir duygu topluluğudur.Örnekle açıklamak gerekirse;hayatınıza
giren bir x kişisi vardır.İlk etapta gayet birbirinizi tanırsınız felan sonra
arkadaş olup birbirinize yakın olursunuz.Birbirinizle bir şeyler paylaşmaya
başlarsınız.Bir bakmışsınız o kişi ciddi manada hayatınızın büyük bir kısmı
haline gelmiştir.Bide bunun yanında sizinle ilgilenip sizi herkesten çok iyi
anladığınızı düşünüp her olayda ilk ona koşup tüm derdinizi sorununuzu beraber
çözüyorsanız kaçınılmaz son her zaman bir noktadan sonra bir şeyler hissetmeye
başlarsınız ona karşı.Ki ilk etap olarak emin olamazsınız bu durumdan
kendinizle çelişir durursunuz.Hemen hemen kendinizle bir iç savaş yaşar ‘’biz
arkadaşız ama,o benim en yakınım,o hep benim yanımdaydı’’ vs vs gibi söylemler
kafanızın içinde dolaşır.Sonra emin olmak için duygularınızdan bir süre daha
geçer ve onun yanınızda olmadığı zamanlarda onu düşünürsünüz.Acaba şu anda ne
yapıyor sesi de çıkmıyor vs şeklinde.Yani eskisinden daha çok hayatınızda o
vardır.Onu daha çok düşünmeye başlarsınız.Birden hayatınızın merkezi olmuştur siz
istemeseniz de ve en acı an o andır.Evet o düşüncelere kadar gelindikten sonra
geri dönüşü olunmayan bir noktaya gelmişsinizdir.Burası sanki bir kırılma
noktası gibi kaderin hayatınızda karşınıza çıktığı bir andır.O noktadan sonra
bazı kararlar vermek zorundasınızdır.Vereceğiniz kararlar o derece etkilidir ki
hani düşündüğünüz zaman hayatınızın gidişatını belirler.Olacakları düşünürsünüz
sonuçlarını ele alırsınız.Neleri kaybedebileceğinizi görürsünüz,nelerden
vazgeçebileceğinizi fark edersiniz.En kötüsü artık hiçbir şeyin eskisi gibi
olamayacağını bilirsiniz.Şu etaptan sonra ben daha geri dönebilip vazgeçip eski
düzenini bozmayıp aynen olduğu gibi devam eden birini göremedim itiraf etmem
gerekirse.Çünkü bir kere insanın hevesi,hayalleri kırılmıştır.Artık ona eskisi
gibi bakamaz.İster istemez kendini geri çeker,unuttum ki ben onu gibi
düşüncelere sahip olarak uzun vadede tüm arkadaşlığını mahveder,her şeyi
mahvolur.Tabi diğer insanlar cesareti olmayanlar devam etmeyi seçerler bu
aşka.Yani onlar o noktadan sonra karşı tarafı ne kadar sevdiklerini,onlara ne
kadar aşık olduklarını,onların hayatlarının daha farklı kesimlerinde yer
almalarını istedikleri,benimsedikleri için bu sefer bu misyon doğrultusunda
karşılarına yeni yeni onlarca engeller çıkar.Duyguları kabullenme kısmı diye
adlandıracak olursam ilk etap bu şekilde sonlanmış olur.
2.etap olarak hayaller.Bu kısım
çoğu insan için oldukça zararlı,oldukça hastalıklı,oldukça hayal dünyasıyla
alakalı kısımdır.Bu kısım aslında platonizmin beklide acıdan,mutsuz sondan (ki
çoğu mutsuz sonuçların ilerleyen kısımlarda göreceğiz) önceki ilk ve son en
eğlenceli kısmıdır.Bu etabı fazla irdelemek istemiyorum.Yaşamış olanlar zaten
bilirler.Bilmeyenler için özetlemek gerekirse:bi evren düşünün o platonik
duygular beslediğiniz insana her şeyi açık açık söylediğiniz onunda sizi
anlayışla karşılayıp sizinle birebir aynı şeyleri hissettiği,sizin gibi onunda
acı çektiğini size söylemekten korkup içine içine atıp arkadaş olarak
kaldığınız ama artık emin olduğu için onunda sizi aşık olduğu,her şeyin
tozpembe mükemmel tam istediğiniz gibi sürekli mutlu,mesut,eğlenceli
yaşadığınız bir evren olarak ele alabiliriz.Bu kısım daha fazla abartılıp daha
renklendirilerek çok daha muhteşem olabilir.Tamamıyla sizin hayal gücünüze
kalmış.Bu kadar eğlence,umut,özgüvenden sonra devam edecek olursak evren size
sağ alt köşeden fırlayan pop-up reklamı gibi şüphe bulaştırır.İşte o andan
sonra bu hayal gücü tamamıyla sizin aleyhinize işlemeye başlar.Ya o beni
arkadaş olarak görüyorsa,ya aslında ben onun için arkadaştan öteye değilsem,ya
o başkasına aşıksa,ya aklında başka biri varsa gibi gibi bu örnekler aşırı
derecede çoğaltılıp kafanızda kurularak acınıza acı ekleyebilir.Tabi tüm bunlar
olurken de o hala hayatınızda her şeyden habersiz hala arkadaşınız statüsünde
hayatına devam etmektedir.Sürekli dilinizin ucuna gelir gelir bu sefer kesin
söyleyeceğim der der söyleyemez içinize içinize atar bu seferde bu size
bunalıp,depresif hareketler olarak geri yansır.Her halükarda acı çekersiniz
fakat hayatınızda o olduğu için bu halinizi fark edip konuya da hakim olmadığı
için sizi teselli çabasına gider buda size saçma umutlar vererek hayatınıza 2x
daha fazla dram katar.İçiniz dolu doludur.O kadar yoğun yaşarsınız ki tüm
duygularınızı ne yapacağınızı bilemezsiniz.Sonra kendinize yakın olarak
görülen,bu tarz durumlardan anlayan,en azından fikir verip yardımcı
olabileceğinizi düşündüğünüz insana gidip olanı biteni her şeyinizi anlatıp
içinizdekileri boşaltarak bir mucize beklersiniz.Evet o anlatılan kişi hep ben
oldum.Ne kadar tanıdığım varsa bunların bir kısmı mutlaka hayatlarının belli
dönemlerinde gelip bana bu tarz şeylerini anlatıp bir çare bir çözüm bulmaya
çalıştılar.Bende onlara hep yapma etme vazgeçmeye çalış o senin arkadaşın oda
sana karşı böyle şeyler düşünmezken söylersen nolcak o artık olmayacak
hayatında bunu kaldırabilecek misin gibi öğütler verdim.Bir kısmı bunlardan
sonra biraz bir geri çekilip mantıklı oldular bir süre sonra ama sonucunda
hepsi gidip her şeyi söyledi.Hani derler ya akacak kan damarda durmaz diye aynı
o hesap işte.Neyse devam edecek olursak en yakın arkadaşa anlattıktan sonra
(ben gördüm kanım dondu) ona umut vererek onunda aslında sana karşı duyguları
olabilir aslında ya la.bence varya ciddi olarak git açık açık konuş diyerek
yanlış yönlendirme sonucu o kaybedilen umutları birdaha yeşerterek bu sefer
daha kararlı bir şekilde o aşkı yaşamaya başlarlar.(bende bu tarz cümleler
kurarak seviyosan git konuş o zaman vari cümlelerle ümit verip yolladığım
insanlar oldu.Hemen aa ne kötüsün senin gibi arkadaş olmaz olsun lan demeden
önce şöyle bir kısa bir bilgi vereyim:ben böyle yapmadığım zaman bir noktadan
sonra gayette gidip söylüyorlar.Boşuna bu kadar kafa patlatıp çözüm,fikir
önerisinde felan bulunuyorum.Hem ben insanları olgunlaştıran şeylerin acı
çekmek olduğuna inandığım için tamamiyle onları düşündüğüm için yapıyorum.Ha
yer yer kendime eğlencede çıkartmıyor değilim bu durumdan ama o kadarda
acımasız değilim tabi)
4.etap.Etapları saymıyorum ama
sanırım 4 oldu.Herşeyi kabullendikten sonra duyguların kontrolünü kaybedip aşkı
yoğun bir şekilde yaşadıktan sonra insan malum gözüde bir şeyi görmeyince e
arkadaşındanda umutları aldıktan sonra bu etapta artık dayanılmaz acının söz
bulduğu etap olarak değerlendirebilirim fakat şu kısmı eklemek istiyorum.Bu
arkadaşımız gayette biz gibi kimsesi olmayan birlikte çok eğlendiğimiz birisi
olduğundan dolayı biz ilgi duyup aşık olduktan sonra evren bu sefer
pop-upluktan bir adım daha ileri giderek bu kadar acı sıkıntı yetmezmiş gibi siz tam kendinizi toparlamış her şeyi birebir
anlatıp içinizdekileri boşalttıktan sonra rahatlama peşindeyken birde ne
görürsünüz sizin yere göğe sığdıramadığınız,sırf seni seviyorum en başından
beri benim için o kadar çok şey anlam ifade ediyorsun ki hani seni sana
anlatmaya kalksam günler haftalar aylarımı alır.benim için o kadar değerli o
kadar anlamlısın ki sana bişey olsa ben üzülürüm.bir an bile aklımdan
çıkamazken sen yanımda olmadığın her an acı çekiyorum biliyormusun
diyemediğiniz için acı çektiğiniz,aşık olduğunuz ‘’x’’ kişisi bir başkasıyla
birlikte olmaya başlamıştır.Başkasını bulmuştur.Artık başkasıyla
birliktedir.Tüm hayatı adeta o olmuştur.Ne kadar dram dolu dimi.Buda yetmezmiş
gibi en yakın arkadaşı,çok iyi anlaştığı insan sizsiniz ya gelir bu mutluluğu
sizinle paylaşır.siz yukarda dediğim gibi aşıksınızdır ama o her şeyden
habersiz yeni sevgilisini size anlatıp mutluluğunu,heycanını sizinle paylaşır.Tam
bir oscarlık film senaryosu gibi.Böyle okuduğunuzda oha yok artık,imkansız gibi
tepkiler vermeniz çok doğal hatta biraz aşırı ekstrem bir örnek gibi olsada ilk
etapda banada biraz uç ne kadar fazla olabilir ki derken internette olsun sağda
solda arkadaşımın arkadaşı vs şekilde aldığım duyumlar ve gözlemler sonucu bu
olayın ülkemizde sandığınızdan daha fazla olduğunu gördüm.Tabi bu sürekli böyle
olmuyor ama genel olarak değindiğim için her şeye bunuda aradan çıkardım
işte.Devam edecek olursam tabi bu durum başınıza gelicek diye bi kaide yok bunu
sadece belirtme amaçlı ekledim.Biz varsayımsal olarak hala karşı taraftakinin yalnız
olduğunu düşünerek devam ediyoruz.Siz işte kendinizi topladıktan sonra gidip
kendinizi ifade edersiniz.yukarda kurulmuş olan cümleleri ona söylersiniz.İlk
başta her zaman beklemiyodum,çok şaşkınım,ciddi misin sen gibi tepkiler almanız
kaçınılmaz.Bir kırılma noktası daha buradadır.Karşı tarafın size karşı
duygu,düşüncelerine göre geleceğiniz tekrar şekillenir.Ama sizin yüzünüzden
değil bu sefer o ilk kırılma noktasında aldığınız kararı neticesinde
şekillenir.%70-80 gibi sürekli aynı tabloyla karşılaşılıp işte biz sadece
arkadaştık,sen benim en yakınımdın vs gibi cümleler kurulup sizi kaybetmek
istemeyenlerde bunu görmemiş olayım,duymamış olayım hiçbir şey bozulmamış
şekilde devam edeyim gibi cevaplar almanız olası.Fakat kaçınılmaz son her
olumsuzda her şey bozulur o artık hayatınızda olmaz başka yerlerde hayatına
devam eder sizde üzülür bir süre katlanılması çok zor acılar çekersiniz zamanla
acısı hafifleyince o hayatınıza devam edersiniz işte.En zor en sıkıntılı,en
acılı aşk türü platonik olanıdır işte.
Şimdi olayı bir finale bir sonuca
bağlayacak olursam şayet yukarda bir platonik aşk nedir,Platonizm nedir,bu
süreç nasıl devam eder,nasıl sonuçların,neleri kazanır,neleri kaybederizi
işledik işte.Dikkat ettiyseniz olumsuz bitirdim.Çünkü gördüğüm onlarca örneğe
rağmen mutlu sonla bitenine rastlamadım ben.O yüzden toplumsal
mesajım;kendinize daima dikkat edin,bazı insanı ilişkilerinizde aralarınıza
mesafeler koyun,duygularınızı kontrol etmeye çalışıp elinizden geldiği…….şaka
yapıyorum toplumsal mesaj felan yok.Bu olaylar başınıza geldiği,geleceği zaman
istediğinizi yapın kaçamazsınız.O yüzden size tek söyleyebileceğim çok fazla
takmayın en azından bırakın nereye gidebileceğine bakın.Kendinize sahip
çıkın.Duygularınızı sakın yüksek sesle söylemeyin.Duygusal parçalardan
kaçabildiğiniz kadar uzaklara kaçıp beyninizi sürekli bir aktiviteyle meşgul
tutup bu tarz konuları olabildiğince düşünmemeye çalışın.Şayet bunları okurken
benzeri bi durum üzerinizde varsa şimdiden geçmiş olsun dileklerimi iletmekten
de geri kalmıyorum.Farklı bir yazı dizemizde görüşmek üzere platonizmden uzak
durmaya çalışın.
NAZIM KILIÇ
0 yorum:
Yorum Gönder