Yalnızlığına Kaç...

Cumartesi, Ekim 22, 2011




Yalnızlığına Kaç...


Yalnızlığına kaç, dostum! Seni büyük adamların gürültüsünden sersemlemiş, küçüklerin iğneleriyle de delik deşik olmuş görüyorum.

Yalnızlığın bittiği yerde, pazar yeri başlar; pazar yerinin başladığı yerdeyse, büyük oyuncuların gürültüsü ve ağılı sineklerin vızıltısı başlar.

Gösterişli soytarılarla doludur pazar yeri, - ve halk övünür büyük adamları ile! Bunlar onlara göre, anın efendileridirler.

Fakat an onu sıkıştırır, o da seni sıkıştırır. Ve senden "evet" ya da "hayır" ister. Yazık, "...yana olma" ile "...karşı olma" arasına mı koymak istiyorsun iskemleni?

Yeni değerler yaratanların çevresinde döner dünya: -görünmeden döner. Oysa oyuncuların çevresinde döner halk ve şan :" dünyanın gidişi" böyledir.

Pazar yerinden ve şandan uzakta yer alır büyük olan herşey; hep pazar yerinden ve şandan uzakta barınmıştır yeni değerler yaratanlar.

Yalnızlığına kaç dostum; görüyorum ki her yerini ağılı sinekler sokmuş. Sert ve sağlam bir havanın estiği yere kaç!

Yalnızlığına kaç! Sen küçük ve acınacak kişilere pek yakın yaşadın. Onların göze görünmez öçlerinden kaç! Onlar sana karşı öçten başka bir şey değildirler.

Artık el kaldırma onlara! Sayısızdır onlar, hem senin yazgın sinek kovmak değil ki.

Sayısızdır küçük ve acınacak kişiler, nice mağrur yapıların yıkımı olmuştur yağmur damlaları ve yabanıl otlar.

Sen taş değilsin, ama sayısız damlalar seni şimdiden oymuşlar. Sayısız damlalardan yarılıp parçalanacaksın daha.

Senden kan isterler tam bir suçsuzluk içinde; kansız canları kana susamıştır, ve sokarlar bundan ötürü, tam bir suçsuzluk içinde.

Yalnızlığına kaç dostum, -ve oraya, sert ve sağlam bir havanın estiği yere. Senin yazgın sinek kovalamak değildir.

Böyle buyurdu Zerdüşt.
(panayir sinekleri hakkinda, Nietzsche)


Related Posts with Thumbnails

Duyur

Share |