Gitmek... Gidememek...

Cuma, Haziran 04, 2010


Yıllardır, her yaz tatilinde televizyonda dönüp duran tatil mekanlarını, eğlenen insanları gördükçe, ''Ben kim, oraları görmek kim...'' diye iç geçirir ve asla öyle yerleri göremeyeceğimi düşünürdüm.

Nitekim bu yıl işler değişti. Hayatımda karşıdan bakınca küçük ama benim için büyük değişimler yaşamak üzereyim. Tatil için değil belki ama iş amaçlı, yıllardır hayalini kurduğum tatil merkezlerinden birince işe başlamak üzereyim. Antalya'nın Kemer ilçesinde ki bir otelde işe başlama planlarım var. Hatta önümüzdeki Salı günü Allah nasip kısmet ederse gidiyorum.

Buraya kadar hiç bir sorun yokken, bennim içimi kemiren, bilinmezliklerin verdiği korkular ve düşünceler kaplamış bedenimi. Bir kere herşeyden önemlisi 20 yıllık hayatımda ilk kez ailemden uzakta kalacağım. Bu güne kadar en fazla ayrı kaldığım gün sayısı 9'dur. O da geçen yaz ki dayımlara yaptığım ziyaret. Hiç sıkılmamıştım evet o zamanlar. Kuzenlerimde beraberdi benimle... Neyse konumuza dönelim! Ailemden ayrı kalacak olmak, evimden eşyalarımdan ayrı kalacak olmak üzüyor beni. Ne iş yapacağımı bile bilememek, ne kadar süre çalışıp, ne kadar maaş alacağımı bilememek, orada beni nelerin beklediğini bilememek, benden 2 gün sonra gelecek olan arkadaşımın işe alınıp alınmayacağını bilememek, eğer alınmazsa 10 yıllık kardeşim dediğim en yakın arkadaşımdan ayrı kalacak olmak...... vs. vs. vs. Bütün bunların hepsi korkutuyor beni.

Aktarmalı uçak yolculuğu da hafiften ürkütüyor beni. Daha önce hiç uçak yolculuğu da yapmadım. Nasıl birşeydir, nedir, ne değildir? Bilemiyorum... Üstelik dediğim gibi aktarmalı ve toplamda tam 2 saat 15 dakika uçakta yolculuk yapacağım. Allah hepimizi korusun... Basınçtan kulakları sancıyan ben, uçakta ne yapacağımı bilemiyorum.

Aileden uzaklaşmaya, sevdiklerden uzaklaşmaya geri dönmek istiyorum. Ben vedalardan hoşlanmam. Hatta nefret ederim. Çünkü biliyorum ki o tür sahnelerde dayanamam ve göz yaşı musluklarını sonuna kadar açarım. üzüntüye hiç gelemeyen şeker hastası annemin ağlamasını istemiyorum, babam üzülsün istemiyorum, kanseri yenmiş teyzem üzülsün istemiyorum, kanser belirtisi olan diğer teyzem üzülsün istemiyorum, beni abla gibi seven kuzenlerim üzülsün istemiyorum. Ben üzülmek ve benim yüzümden üzülünmesini istemiyorum. Sıradan bir yolculukmuş, tatilmiş gibi evden güler yüzle çıkmak ve arkamdakileri güler yüzle bırakmak istiyorum.

Böyle de olmaz biliyorum. Nereye kadar evde, ailemle yaşayacağım ki? Hiç iş hayatım olmayacak mı? Bu güne kadar herkes ömrünü ailesiyle mi tamamladı? Evlenince bile ayrılıyor insan ailesinden... Allah gecinden versin, ölüm bile en büyük ayrılık değil midir? Bir yere kadar insan ailesiyle kalıyor hayatta. Doğanın kanunu bu!

Ben ailemden uzaklaşmak istemiyorum, kimseyi üzmek istemiyorum ama bir yandan da deli gibi gitmek istiyorum. Beni bilinmezler korkutuyor. Kısacası; Ben vedaları sevmiyorum!!!

2 yorum:

  1. Kamil Akar dedi ki...:

    Yahu tamam zorluğunu benden iyi kimse bilemezde, bu kadar duygusala bağlamasaydın keşke.
    Aile fertlerin neden üzülsün ki ? Emeğini ortaya koyup ekmeğini kazanmaya gidiyorsun. Gidip çalışıp, para kazanıp döneceksin sonuçta birazda böyle düşün

  1. Şu anda bunu benden iyi sen bilirsin arkadaşım. Ancak ilk defa evden ayrılacağım için bu üzüntü. bilemiyorum... Aklıma geldikçe, delirecek gibi oluyorum.

Related Posts with Thumbnails

Duyur

Share |